Bazı geleneksel Abhaz görgü kuralları
Abhazya’da görgü, sadece toplum içinde uygun şekilde davranabilmeyi mümkün kılan şekli bir davranış kalıpları bütünü olarak değil, daha kapsamlı olan “Abhaz Alamysası”nın, bir başka deyişle Abhaz kamu vicdanının bir parçası olarak kabul edilir.
Nerede olursa olsun, evde, dışarıda, bir yolda giderken, hatta bir ormanda veya dağda, birbiriyle karşılaşan iki Abhaz arasında mutlaka selamlaşma olur. Bu geleneksel bir zorunluluktur. El uzatılırsa sıkmamak, selam verilirse almamak ve karşı selam vermemek çok kötü yorumlanır, hatta bazı durumlarda sonuçları çok olumsuz olabilecek ağır bir hakaret olarak da addedilir. Selamlaşma her yaş ve cinsiyetten, tanışıklık düzeyi fark etmeksizin her kişi için, hemen hemen her ortamda bir görevdir. Selamlaşmanın geleneksel formları ise şu şekildedir: Günaydın (Şışibzıya!), iyi günler (Mışibzıya!), iyi akşamlar (Hulıbzıya!).
Bu selamlamaya “iyi günler göresin” anlamında, eğer karşıdaki erkekse “Bzıyara Ubayt!”, kadınsa “Bzıyara Bubayt!” diye yanıt verilir. Selami veren yaşça büyükse veya saygınlıkça önde gelen bir kişiyse onun selamını “Bzıyara Jübayt” diye yanıtlamak daha doğru olacaktır. Selami önce verme yükümlülüğü erkekten kadına, büyükten küçüğe, araçta veya at üstünde olandan yayaya doğrudur. Mümkün olan hiçbir koşulda selamlama oturarak yapılmaz.
Geleneksel Abhaz selamlaşmasında erkekler kendi aralarında hafif bir yumruk biçimini sağ ellerini kalp hizalarına kadar götürerek selam verirlerdi. Bu, eski zamanda ağır zırhlar içindeki askerlerin, ellerindeki ağır mızrakları kaldırarak birbirlerini selamlamasından kalmış bir selamlama tarzıydı. Bu tarz selamlamada el sıkmak lüzumlu değildir. Günümüzde bu tür selamlaşmaya pek rastlanmamakta, erkekler genellikle el sıkışarak ve eğer samimilerse tek yanaktan öpüşerek selamlaşmaktadır. Farklı cinsler arasında selamlaşmada, eğer arada bir akrabalık söz konusu değilse sözlü olarak selamlaşmak tercih edilir.
Abhazlarda, bulunduğunuz ortama biri girdiğinde ayağa kalkmak, o kişiye duyulan saygının göstergesi olarak kabul edilir. Birisi geldiğinde ayağa kalkmamak, o kişiye karşı kabalık hatta bazı durumlarda o kişiyi aşağılamak olarak algılanabilir. Bir kişi bir ortamdan henüz çıkmış ve herhangi bir nedenle az sonra dönmüş de olsa, ayağa kalkma ritüeli tekrar edilir. Gelen kişi, mekanda bulunana göre yaşça küçükse, yaşlının kalkarak selam vermesi zorunlu değildir. Ama gelenin konukluk pozisyonu varsa (örneğin, sizin evinize gelmişse) yaşına bakılmaksızın ayağa kalkılarak selamlanır. Geleneksel Abhaz toplumunda eskiden kız ve erkek evlatlar da dahil olmak üzere, gençlerin yaşlıların yanında oturmasına hiçbir durumda izin yoktu. Aynı şekilde yaşlıların göreceği bir yerde gençlerin uzanmasının, yatmasının ise imkansız olduğunu sanırız söylemeye gerek yoktur. Günümüzde kent yaşamında yaşlıların yanında gençlerin oturmaması ile ilgili bu kurala, ritüel günler dışında pek riayet edilmemektedir. Ayrıca geleneksel Abhaz toplumunda delikanlılar ile genç kızlar herkesten sonra yatar ve herkesten önce kalkarlardı.
Yine Abhazlarda bir odaya girilecekse yaşlıya öncelik verilmesi, yürürken yaşlının yolunu kesecek şekilde önünden geçilmemesi, duran iki kişinin arasındaki dar bir mesafen geçilmemesi, yaşlıların yanında sigara içilmemesi, dikkat edilmesi gerekli diğer bazı hususlardır.
Abhazya’da misafirler, yaşlarına, saygınlıklarına ve misafir geldikleri yolun mesafesine oranlı olarak masada oturtulduktan sonra, genellikle sofrayı ev sahibi adına idare eden saygın ve yaşlı bir komşu tarafından tekrar bir selamlanır. Bu selamlaşmada bir arada bulunmanın anlam ve önemi dile getirilir ve olası eksiklikler (ki böyle bir eksiklik genelde yoktur) nedeni ile peşin olarak misafirlerden özür dilenir. Sonra bu kişi masada bulunan yerlilerin en yaşlısına başvurarak, yemeğe başlanması için onun müsaadesini alır. Daha sonra geleneksel Abhaz masa adetleri çerçevesinde misafirler ağırlanır.
Geleneksel olarak Abhazya’da sıvı yemekler hariç diğer yemekler, parmak uçları kullanılarak ve elin ayasına bulaştırmamaya aşırı özen gösterilerek elle yenir. Tabi günümüzde özellikle kentlerde çatal, bıçak da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.